Vajinismusta Uygun Olmayan Tedavi Yaklaşımları / Yanlış Tedavi
En genel anlamı ile vajinismus ağrı, acı, kanama olacak korkusu ile vajinaya giriş teşebbüsünde ortaya çıkan ve cinsel birleşmeye izin vermeyen vajina girişinin üçte birlik dış bölümündeki kaslarda istemsiz, ısrarlı ya da yineleyici kasılmalar sonucu oluşan bir cinsel sorundur. Bu kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kapanması, korkuya eşlik eden kaçınma davranışı dolayısı ile girişin olmayacağı inancı eşlik eder. Kişi bilinçli zihni ile cinsel birleşmeyi gerçekleştirmek istemesine rağmen bunu başaramamaktadır. Yani bir nevi en çok istediği şey en çok korktuğu şey olmaktadır.
Vajinismus tedavisinde tedavi süreci eşlerin her birinin duygu düşünce, korku ve cinsel davranış kalıplarını yeniden yapılandırmayı gerektirir.
Vajinismusun nedenselliği bütüncül bir yaklaşımla kavranmalı her çiftin hatta her bir bireyin dinamikleri kendi sosyal konteksleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Ancak böyle bir yaklaşımla insanın kendine has korkularını, kaygılarını, kişiler arası ilişki dinamiklerini ve yaşantısal deneyimlerini anlayabiliriz ve danışanın da kendini anlamasına ışık tutabiliriz. Psikojenik faktörlerin ağırlıkta olduğu vajinismusun oluşumunda bu örüntülerin etkili olabileceği kuvvetle muhtemeldir.
Vajinismus varolduğundan beri yanlış tedavi yaklaşımları hep olmuş ve günümüzde de halen olmaya devam etmektedir. Vajinusmus tedavisinde en yaygın olumsuz yaklaşımlardan biri kızlık zarının ameliyatla alınmasıdır. Oysa vajinismusun oluşumu kızlık zarından ziyade kişinin ilk cinsel deneyim ve kızlık zarı ile ilgili yanlış abartılı düşünce ve duyguları ile ilgilidir. Örneğin ilk cinsel deneyimde dayanılmayacak kadar ağrı acı olacağı korkusu, kanayacağı endişesi vb. Dolayısı ile kızlık zarının ameliyatla alınması vajinismusun çözülmesinde olumlu bir katkı sağlamaz. Bu yöntem olumlu bir katkı sağlamadığı gibi kişinin tedavi ümidinin sönmesine hatta bir travma yaşamasına, problemin devam etmesine ve bu nedenlerle çözümünün daha da zorlaşmasına neden olur.
Vajinismus tedavisinde diğer bir olumsuz tedavi yaklaşımı genel ya da lokal anestezi altında cinsel birleşmenin sağlanması girişimidir. Bu yaklaşım ne insanın doğasına ne de insanın en insanca tarafı olan kırılganlık ve savunmasızlığın en fazla olduğu doğal cinsel aktiviteye uygundur. Ayrıca etik de değildir. Bu olumsuz yaklaşım cinselliğin en önemli bileşenleri olan içtenlik, kişiler arası yakınlık, güven, mahcubiyet vb. belirleyicileri dışarıda bırakır ve insanın bu tür doğal kapasitelerini hiçe sayar. Vücuttaki kaslar anestezi ile gevşetildiğinde anestezinin etkisi sürdüğü süre boyunca vajinadaki kasılma geçici olarak çözülebilir ve cinsel birleşme sağlanabilir. Ancak anestezinin etkisi geçer geçmez vajina kasları yeniden kasılır. Kısacası vajinismus devam eder.
Vajinismus tedavisinde sıkça başvurulan ve uygun olmayan yaklaşımlardan biri de cinsel ilişki öncesi alkol gibi rahatlatıcı maddelerin kullanılmasıdır ki bu yaklaşım da etkili ve çözüm getiren bir girişim değildir. Bu yaklaşımın da diğerleri gibi zararları kendiliğinden menkuldür. Sorunu çözmez. Çiftin etkili tedavi sürecine yönelmesinde zaman kaybettirir. Vajinismus tedavisinde kullanılan bir başka olumsuz tedavi yaklaşımı da ilişki öncesi ağrı kesici, kas gevşetici, ya da lokal olarak etki yapan anesteziklerin kullanılmasıdır. Bu olumsuz yaklaşımda diğerleri gibi sorunun çözümünde olumlu bir katkısı yoktur.
Vajinusmus tedavisinde kullanıldığı bilinen bir başka olumsuz yaklaşımda üç seanslık yada tek seanslık çözüm önerileridir. Oysa deneyimli bütün cinsel terapistlerin bildiği gibi vajinusmus tedavisi belirli bir zaman alır. Hatta zamanın yanı sıra çiftin birbirlerini desteklemelerini, işbirliği içinde kendi evlerinin mahrem ortamında birbirlerine zaman ayırmalarını gerektirir. Vajinismus tedavisi duygu, düşünce, korku, suçluluk, mahremiyet, yakınlık, evlilik ilişkisi, cinsel davranış ve tutumlar gibi konularda titizlikle çiftle birlikte çalışmayı gerektirir. Kaldı ki vajinismus tedavisinin nihai amacı penis vajina birlikteliğini sağlamaktan ziyade çiftin birbirlerinden haz alıp birbirlerine haz verebilecekleri bir cinsel birliktelik yaşamalarını sağlamaktır. Dolayısıyla iki üç ya da bir seanslık çözüm önerileri doğru ve gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Aynı şekilde cinsel ilişki öncesi vajinaya sıcak buhar tutma sıcak su banyoları, kadını sıcak karışımla doldurulmuş leğenlere oturtma girişimleri de vajinismus tedavisinde hiç bir olumlu etkisi ve katkısı olmayan olumsuz yaklaşımlardır.
Cinsel birleşmeye göre olasılığı çok düşük olmakla birlikte vajinusmuslu bir kadın gebe kalabilir. Ancak vajinadaki kasılma bebeğin çıkışına izin vermediği için bu kadınlar normal doğum yapamayıp sezeryanla doğum yapmak zorunda kalırlar. Ne yazık ki gebelik ve çocuk sahibi olmak da vajinismus sorunu çözmez hatta sorunun daha da ağırlaşmasına neden olur.
Vajinismus öyle bir cinsel sorundur ki çiftin bütün çabalarına rağmen başarlı olamamaları kendilerini daha da kötü hissetmelerine neden olur. Hatta bu sorunun çözülmesi konusunda giderek ümitlerini kesmeye bile başlayabilirler. Her başarısız deneme sonucunda daha da kötü hissetmeye başlayan vajinimuslu kadının kafasının içinde onu durmadan meşgul eden hatta kafasının içini kemiren bir sürü kaygı dolanıp durmaya başlar. Kelimenin tek anlamı ile kadın ruhsal acı çeker. Vajinusmus sorunu yaşayan kadının içinde hissettiği en yoğun duygular "Neden benim başıma geldi?" sorusu ile başlayıp devam edip gider. Kadın başarısızlık, şaşkınlık, yetersizlik, acizlik, hayatında bir şeylerin eksik olduğu duygusu, bu sorunun hiç çözülemeyeceği korkusu, kendinde bir yanlışlık, bir eksiklik olduğu duygusu, depresyon, mutsuzluk, eşi kaybetme korkusu, eş tarafından terk edilme korkusu, eşe karşı suçluluk, eşinin kendisini sevmeyeceğini düşünebileceği endişesi, tedavi için eşe ekonomik külfet getirdiği kaygısı gibi sayısız duygu ile cebelleşir.
Bayan eş bu duygularla cebelleşirken erkek eşin cephesi de eşininkinden hallice değildir. Erkek eş; şaşkınlık, ne yapacağını bilememe, yanlış bir şey yapmış olma ve yanlış bir şey yapacağı korkusu, eşi anlayamama, reddedilme duygusu, eş tarafından sevilmediğini istenmediğini düşünme, başarısızlık hayatlarının diğer yönleri iyi gederken neden böyle bir cinsel sorun yaşadıklarını bir türlü anlayamama, kırılganlık, incinme, gibi duygularla cebelleşir. Çift bu duygularla cebelleşirken bireysellikleri ve ilişki duyguları füzyona uğrar ve bu nedenle sorun çözme kapasiteleri zayıflar. İşte çift bu duygularla boğuşurken yaşadıkları füzyonun da etkisi ile uygun olmayan tedavi yaklaşımlarına doğru kolayca kayabilirler. Tıpkı ağaç kurdunun ağacın en çürük yerinde yuvalanıp çöreklendiği gibi vajinusmusta uygun olmayan tedavi yaklaşımları da çiftin bu füzyon yaşama sürecinde yuvalanıp çöreklenir.
Vajinismusun psikolojik yönü ağır basan bir rahatsızlık olduğu bütün dünyada kabul edilmektedir. Sözün kısası vajinismusun iğne, ilaç ve cerrahi girişimlerle sağaltımı mümkün değildir. Tıbbi nedenler elendikten sonra vajinismus tedavisinde en uygun tedavi seçeneği cinsel terapi konusunda iyi eğitim görmüş deneyimli bir cinsel terapist tarafından uygulanan cinsel terapidir.
Shu. Güldane KAVGACI
Vajinismus tedavisinde tedavi süreci eşlerin her birinin duygu düşünce, korku ve cinsel davranış kalıplarını yeniden yapılandırmayı gerektirir.
Vajinismusun nedenselliği bütüncül bir yaklaşımla kavranmalı her çiftin hatta her bir bireyin dinamikleri kendi sosyal konteksleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Ancak böyle bir yaklaşımla insanın kendine has korkularını, kaygılarını, kişiler arası ilişki dinamiklerini ve yaşantısal deneyimlerini anlayabiliriz ve danışanın da kendini anlamasına ışık tutabiliriz. Psikojenik faktörlerin ağırlıkta olduğu vajinismusun oluşumunda bu örüntülerin etkili olabileceği kuvvetle muhtemeldir.
Vajinismus varolduğundan beri yanlış tedavi yaklaşımları hep olmuş ve günümüzde de halen olmaya devam etmektedir. Vajinusmus tedavisinde en yaygın olumsuz yaklaşımlardan biri kızlık zarının ameliyatla alınmasıdır. Oysa vajinismusun oluşumu kızlık zarından ziyade kişinin ilk cinsel deneyim ve kızlık zarı ile ilgili yanlış abartılı düşünce ve duyguları ile ilgilidir. Örneğin ilk cinsel deneyimde dayanılmayacak kadar ağrı acı olacağı korkusu, kanayacağı endişesi vb. Dolayısı ile kızlık zarının ameliyatla alınması vajinismusun çözülmesinde olumlu bir katkı sağlamaz. Bu yöntem olumlu bir katkı sağlamadığı gibi kişinin tedavi ümidinin sönmesine hatta bir travma yaşamasına, problemin devam etmesine ve bu nedenlerle çözümünün daha da zorlaşmasına neden olur.
Vajinismus tedavisinde diğer bir olumsuz tedavi yaklaşımı genel ya da lokal anestezi altında cinsel birleşmenin sağlanması girişimidir. Bu yaklaşım ne insanın doğasına ne de insanın en insanca tarafı olan kırılganlık ve savunmasızlığın en fazla olduğu doğal cinsel aktiviteye uygundur. Ayrıca etik de değildir. Bu olumsuz yaklaşım cinselliğin en önemli bileşenleri olan içtenlik, kişiler arası yakınlık, güven, mahcubiyet vb. belirleyicileri dışarıda bırakır ve insanın bu tür doğal kapasitelerini hiçe sayar. Vücuttaki kaslar anestezi ile gevşetildiğinde anestezinin etkisi sürdüğü süre boyunca vajinadaki kasılma geçici olarak çözülebilir ve cinsel birleşme sağlanabilir. Ancak anestezinin etkisi geçer geçmez vajina kasları yeniden kasılır. Kısacası vajinismus devam eder.
Vajinismus tedavisinde sıkça başvurulan ve uygun olmayan yaklaşımlardan biri de cinsel ilişki öncesi alkol gibi rahatlatıcı maddelerin kullanılmasıdır ki bu yaklaşım da etkili ve çözüm getiren bir girişim değildir. Bu yaklaşımın da diğerleri gibi zararları kendiliğinden menkuldür. Sorunu çözmez. Çiftin etkili tedavi sürecine yönelmesinde zaman kaybettirir. Vajinismus tedavisinde kullanılan bir başka olumsuz tedavi yaklaşımı da ilişki öncesi ağrı kesici, kas gevşetici, ya da lokal olarak etki yapan anesteziklerin kullanılmasıdır. Bu olumsuz yaklaşımda diğerleri gibi sorunun çözümünde olumlu bir katkısı yoktur.
Vajinusmus tedavisinde kullanıldığı bilinen bir başka olumsuz yaklaşımda üç seanslık yada tek seanslık çözüm önerileridir. Oysa deneyimli bütün cinsel terapistlerin bildiği gibi vajinusmus tedavisi belirli bir zaman alır. Hatta zamanın yanı sıra çiftin birbirlerini desteklemelerini, işbirliği içinde kendi evlerinin mahrem ortamında birbirlerine zaman ayırmalarını gerektirir. Vajinismus tedavisi duygu, düşünce, korku, suçluluk, mahremiyet, yakınlık, evlilik ilişkisi, cinsel davranış ve tutumlar gibi konularda titizlikle çiftle birlikte çalışmayı gerektirir. Kaldı ki vajinismus tedavisinin nihai amacı penis vajina birlikteliğini sağlamaktan ziyade çiftin birbirlerinden haz alıp birbirlerine haz verebilecekleri bir cinsel birliktelik yaşamalarını sağlamaktır. Dolayısıyla iki üç ya da bir seanslık çözüm önerileri doğru ve gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Aynı şekilde cinsel ilişki öncesi vajinaya sıcak buhar tutma sıcak su banyoları, kadını sıcak karışımla doldurulmuş leğenlere oturtma girişimleri de vajinismus tedavisinde hiç bir olumlu etkisi ve katkısı olmayan olumsuz yaklaşımlardır.
Cinsel birleşmeye göre olasılığı çok düşük olmakla birlikte vajinusmuslu bir kadın gebe kalabilir. Ancak vajinadaki kasılma bebeğin çıkışına izin vermediği için bu kadınlar normal doğum yapamayıp sezeryanla doğum yapmak zorunda kalırlar. Ne yazık ki gebelik ve çocuk sahibi olmak da vajinismus sorunu çözmez hatta sorunun daha da ağırlaşmasına neden olur.
Vajinismus öyle bir cinsel sorundur ki çiftin bütün çabalarına rağmen başarlı olamamaları kendilerini daha da kötü hissetmelerine neden olur. Hatta bu sorunun çözülmesi konusunda giderek ümitlerini kesmeye bile başlayabilirler. Her başarısız deneme sonucunda daha da kötü hissetmeye başlayan vajinimuslu kadının kafasının içinde onu durmadan meşgul eden hatta kafasının içini kemiren bir sürü kaygı dolanıp durmaya başlar. Kelimenin tek anlamı ile kadın ruhsal acı çeker. Vajinusmus sorunu yaşayan kadının içinde hissettiği en yoğun duygular "Neden benim başıma geldi?" sorusu ile başlayıp devam edip gider. Kadın başarısızlık, şaşkınlık, yetersizlik, acizlik, hayatında bir şeylerin eksik olduğu duygusu, bu sorunun hiç çözülemeyeceği korkusu, kendinde bir yanlışlık, bir eksiklik olduğu duygusu, depresyon, mutsuzluk, eşi kaybetme korkusu, eş tarafından terk edilme korkusu, eşe karşı suçluluk, eşinin kendisini sevmeyeceğini düşünebileceği endişesi, tedavi için eşe ekonomik külfet getirdiği kaygısı gibi sayısız duygu ile cebelleşir.
Bayan eş bu duygularla cebelleşirken erkek eşin cephesi de eşininkinden hallice değildir. Erkek eş; şaşkınlık, ne yapacağını bilememe, yanlış bir şey yapmış olma ve yanlış bir şey yapacağı korkusu, eşi anlayamama, reddedilme duygusu, eş tarafından sevilmediğini istenmediğini düşünme, başarısızlık hayatlarının diğer yönleri iyi gederken neden böyle bir cinsel sorun yaşadıklarını bir türlü anlayamama, kırılganlık, incinme, gibi duygularla cebelleşir. Çift bu duygularla cebelleşirken bireysellikleri ve ilişki duyguları füzyona uğrar ve bu nedenle sorun çözme kapasiteleri zayıflar. İşte çift bu duygularla boğuşurken yaşadıkları füzyonun da etkisi ile uygun olmayan tedavi yaklaşımlarına doğru kolayca kayabilirler. Tıpkı ağaç kurdunun ağacın en çürük yerinde yuvalanıp çöreklendiği gibi vajinusmusta uygun olmayan tedavi yaklaşımları da çiftin bu füzyon yaşama sürecinde yuvalanıp çöreklenir.
Vajinismusun psikolojik yönü ağır basan bir rahatsızlık olduğu bütün dünyada kabul edilmektedir. Sözün kısası vajinismusun iğne, ilaç ve cerrahi girişimlerle sağaltımı mümkün değildir. Tıbbi nedenler elendikten sonra vajinismus tedavisinde en uygun tedavi seçeneği cinsel terapi konusunda iyi eğitim görmüş deneyimli bir cinsel terapist tarafından uygulanan cinsel terapidir.
Shu. Güldane KAVGACI